290

İş yerindeki mola odasındaki kahve yanmış gibi kokuyordu ve dün bir aptalın bıraktığı balık, kırmızı biberleri çöp öğütücüsüne atarken burnuma parfüm gibi geldi. Liv başını eğmiş, önündeki elektronik tabloya odaklanmıştı — keşke rakamlar bir saat önce eklenmeyi bırakmasaydı. Telefonu yine, sabahın 1...

Giriş yapın ve okumaya devam edin