Bölüm 14
Ofiste, Michael masanın üzerinde işaret parmağıyla ritmik bir şekilde tıklıyordu. Bir şeyi bekliyor gibiydi.
Yaklaşık beş dakika sonra David içeri girdi, "Efendim, birkaç aksaklık oldu ama bilgileri aldık."
Michael yavaşça bakışlarını kaldırdı, gözlerini kısarak. "Ne oldu?"
David boğazını temizledi, elindeki dosyayı düzelterek. "Elm Caddesi'ndeki görüntüler uzun zaman önce üzerine yazılmış. Ama bir bilgisayar tamircisi buldum, bir kopyasını saklamış. Altı yıl önceki araba kazası büyük bir olaydı, bu yüzden bir gün lazım olabilir diye düşünmüş. Ona ne aradığımızı söylediğimde, hemen verdi."
Michael başını hafifçe yana eğdi, merakla. "Videoda ne görünüyor?"
David tereddüt etti, durumun hassasiyetinin farkında. "Miss Brown'ın arabasına başka bir mavi arabanın çarptığını doğruluyor. Görmek ister misiniz?" O zamanlar Rachel mavi bir Audi kullanıyordu.
"Gerek yok," dedi Michael sakin bir şekilde, yüzü ifadesiz. Dikkatini tekrar masadaki kaleme çevirdi. "Görüntüleri bana ver. O adamın kimseye bir şey söylemeyeceğinden emin ol."
"Anlaşıldı," diye başını salladı David. Michael'ı yeterince iyi tanıyordu ve bu konuşmanın burada bittiğini biliyordu. Rachel'ı ifşa etmeyecek ya da onun bu durumdan zarar görmesine izin vermeyecekti.
Yeniden yalnız kalan Michael'ın düşünceleri daldı. Birkaç sessiz dakikadan sonra, paltosunu aldı ve Smith Malikanesi'ne geri döndü.
Salona girdiğinde, kahkahalarla dolu olduğunu gördü. Emily ve Mandy derin bir sohbete dalmıştı ve genellikle yaramaz olan James, alışılmadık bir şekilde sessizdi, telefonuna odaklanmıştı.
Michael kapıdan adım attığında, Emily'nin keskin gözleri onu fark etti ve hızla ayağa kalktı. "Michael geri döndü!" diye duyurdu, yüzü aydınlanarak.
Mandy de zarif bir şekilde ayağa kalktı. Michael başını salladı, paltosunu bekleyen bir hizmetçiye verdi. "Herkesi bu kadar neşelendiren ne?"
Mandy, Emily'ye baktı, gözleri parlıyordu. "Mrs. Smith bana çocukluğunuzdan hikayeler anlatıyordu. Oldukça eğlenceliler."
Emily, sahte bir rahatsızlıkla elini salladı. "Mandy, 'Mrs. Smith' yeter. Yakında benim gelinim olacaksın. Bana Anne de."
Mandy'nin yanakları kızardı ve utangaç bir şekilde Michael'a baktı. "Henüz erken."
"Hepimiz aileyiz, utangaç olmana gerek yok. Ne dersin Michael?" Emily ikisini bilerek kızdırıyordu.
Mandy'nin yüzü daha da kızardı. Michael iç çekti. "Anne, Mandy'yi kızdırmayı bırak. O utangaç."
Emily güldü. "Tamam, sizi daha fazla rahatsız etmeyeceğim. Dışarı çıkıp eski arkadaşlarla sohbet edeceğim."
James, zekice, göz kırptı. "Michael, ben de sizi rahatsız etmeyeceğim."
Onlar gittikten sonra, Michael ve Mandy odada yalnız kaldı. Mandy, hala biraz kızarmış bir şekilde, yanına gidip elini tuttu. "Michael, babam son zamanlarda araba kazası hakkında sorular soruyor. Ona bir şey söyledin mi?" diye sordu.
Michael başını salladı, yüzü sakin. "Hayır. Hiçbir şey söylemedim."
Mandy'nin kaşları çatıldı. "Bu garip. Rachel'ı içerdiğini biliyor gibi görünüyor ama ona hiç söylemedim. Onu affettim ve bu meseleyi uzatmak istemiyorum."
Michael sordu, "Hiç kin tutmuyor musun?"
"Gerçekten hayır. Seni çok sevmiş olmalı ki bu kadar mantıksız davransın. Ona bu yüzden kızamam." Mandy'nin anlayışlı tavrı etkileyiciydi.
Michael nazikçe saçlarını okşadı, düşüncelere dalmıştı. "Her zaman çok iyi kalpliydin Mandy. Küçükken o küçük fareyi kurtarıp yatağında tuttuğunda, baban neredeyse kalp krizi geçirmişti."
Gülerek, bu anı gerilimi hafifletti. Mandy'nin gülümsemesi kısa süreliğine soldu, sonra tekrar toparlandı. "O çok eskidendi. Şimdiye odaklanmalıyız," diye önerdi, yumuşak bir tonla. "James, Mrs. Catherine Smith'in iyi olmadığını söyledi. Onu ziyaret etmek istiyorum."
Catherine'in ona karşı soğukluğunu düşünerek, Michael bir an düşündü. "Yarın seni götüreceğim."
Mandy başını salladı. "Tamam."
Michael yukarı çıkana kadar Mandy telefonunu çıkarıp bir numara çevirdi. "Nasıl gidiyor?"
Telefondan bir erkek sesi geldi, "Miss Brown, iş tamam. Bir sonraki adım ne?"
Mandy dedi, "Ziyafetten bir gün önce, trend olmasını istiyorum."
Telefondaki adam cevap verdi. "Anlaşıldı."







































































































































































































