Bölüm 15
Saat öğleden sonra 1 civarında, Emily öfke dolu bir fırtına gibi eve girdi. James, oyun konsoluyla kanepede yayılmış haldeydi ve zar zor başını kaldırdı. "Anne, bu sefer kim seni kızdırdı?"
Emily çantasını kanepeye fırlatıp sinirle oturdu. "O lanet Rachel'in suçu!"
James oyunu duraklattı, şimdi ilgileniyordu. "Rachel mi? Bu sefer ne yaptı? Onu gördün mü?"
"Gördüm mü? Hayır," diye hırladı Emily. "Geçen sefer lüks marka plazasında iki erkek arkadaşıyla birlikteydi ve beni kötü adam gibi gösterdi! Bugün arkadaşlarımla alışverişe gittiğimde, güvenlik beni içeri almadı! Kara listeye alındığımı söylediler. İnanabiliyor musun? Kara listeye! Herkesin önünde rezil oldum!"
James kaşlarını çatarak doğruldu. "Bekle, kara listede misin? Nasıl?"
Emily'nin sesi öfkeyle daha da yükseldi. "Rachel hangi bağlantıları kullandı bilmiyorum ama altı arkadaşımın önünde beni geri çevirdiklerinde patlamak istedim! Yüzlerini görmeliydin—sanki dilenciymişim gibi baktılar. O Rachel'den nefret ediyorum!"
Onun öfkesi, Michael ve Mandy'yi aşağıya indirmeye yetti. Michael, mavi-gri gömleğini düğmelerken şık ve sakin görünüyordu. Mandy ise saf beyaz elbisesiyle her zamanki gibi nazik ve zarifti.
"Neler oluyor?" diye sordu Michael, sesi sakin ama otoriterdi.
Emily hemen hikayesini anlattı. Michael dinlerken kaşları daha da çatıldı. "Anne, onunla zaten boşandım. Gereksiz yere onu kışkırtmanın anlamı yok."
Emily öfkeyle karşılık verdi. "İlk o beni kışkırttı!"
Bir süre duraksadıktan sonra, ikisinin dışarı çıkmak üzere olduğunu görünce hızla Mandy'ye baktı ve gülümsedi, "Mandy, nereye gidiyorsunuz?"
Mandy hafifçe gülümsedi. "Büyükannem Smith'in hasta olduğunu duydum, onu ziyaret etmeye gidiyoruz."
Emily'nin yüzü ekşidi. "Neden zahmet ediyorsunuz? Hasta olması ziyaret edilmeyi hak etmiyor..."
Michael kararlı bir şekilde araya girdi. "Anne, o benim büyükannem."
Emily tartışmamak gerektiğini biliyordu. Zoraki bir gülümsemeyle, "Tamam, tamam. Sadece erken dönün. Hizmetçi Mandy'nin en sevdiği Tapioca Pudding'i yaptı."
Mandy teşekkür etti ve Michael ile birlikte evden çıktı.
Catherine, yıllardır Rachel tarafından bakılmıştı ve aralarındaki bağ derindi. Michael'ın kız arkadaşı olmasına rağmen, Mandy'ye karşı olan duyguları soğuktu. Mandy'yi zar zor fark ediyordu, ilgisizliği açıktı.
Onlar varır varmaz, Michael Catherine'in soğuk tavrını hemen fark etti. Catherine'in Mandy'yi onaylamadığının son derece farkındaydı, ama yine de onu yanına getirmeye karar vermişti. Amacı, Mandy'nin büyükannesiyle tanışmasını sağlamaktı, çünkü nihayetinde Mandy onun eşi olacaktı.
Mandy öne çıktı, nazik bir gülümsemeyle bir hediye sundu. "Büyükanne, size bazı besin takviyeleri getirdim. Kabul etmenizi umuyorum."
Catherine, koltuğunda uzanmış halde, memnuniyetsizliğini gizleme gereği duymadı. "Bana büyükanne demek için henüz erken. Evlendiğinizde bekle. Ve bu yaşta, önüme konan her şeyi tüketemem. Geri al."
Mandy biraz utanmıştı, dudağını ısırarak Michael'dan yardım bekledi.
Michael ikna etmeye çalıştı, "Büyükanne, bu Mandy'nin iyi niyet göstergesi."
Catherine'in keskin bakışları onunla buluştu, tonu kararlıydı. "İyi niyet mi? Torunumu evden kovma iyi niyeti gibi mi?"
(Bu kitabın yazarı benim. Hepinize sevgi ve desteğiniz için teşekkür ederim! Bir sonraki bölümde bir reklam olacak. Reklamı sabırla izleyebilir veya reklamları kaldırmak için abone olmayı düşünebilirsiniz, çünkü gelecek bölümler gerçekten heyecan verici. Bana güvenin, okumaya devam etmelisiniz!)







































































































































































































