Yüz Dokuz

Dördüncü gün. Garip bir sakinlikle uyandım—neşe değil, tam olarak. Ama içimde, günlerdir süren utanç ve acının ardından nihayet durulmuş gibi bir sessizlik vardı.

Yatak kenarında bir vaat gibi duran elbise bekliyordu. İnce altın ipekten, zarif işlemeli, sabah ışığında bile hafifçe parıldıyordu. Daha...

Giriş yapın ve okumaya devam edin