Yüz otuz sekiz

Ayrılmamız gereken sabah, malikane alışılmadık bir şekilde sessizdi. Kuşlar bile daha yumuşak ötüyordu, sanki havada asılı duran kırılgan bir şeyin farkındalarmış gibi. Penceremin yanında durup, ev çalışanlarının çantalarımızı bekleyen arabalara yüklemesini izledim. Dışarıdaki güller hala çiğ damlal...

Giriş yapın ve okumaya devam edin