İki Yüz Elli Üç

Uçağın uğultusu sabitti, neredeyse fazla sabit. Koltuğumda büzülmüş bir halde oturuyordum, oval pencereden dışarıya, altımızda beyaz ipek gibi uzanan sonsuz bulut denizine boş boş bakıyordum. Sessizliğin beni yutmasını, gökyüzünün tekdüzeliğinde boğulmayı istiyordum, düşüncelerimin göğsümdeki acıya ...

Giriş yapın ve okumaya devam edin