İki Yüz Yetmiş Dört

Küçük ahşap antilop, sanki hep orada olması gerekiyormuş gibi yastığımın üzerinde duruyordu. Kavisleri pürüzsüzdü, dikkatli eller tarafından aşındırılmış, ahşabın damarları lüks çadırın kanvas duvarlarından süzülen sabah ışığını yakalıyordu. Onu gördüğümde kapıda donakaldım, kalbim hızla çarpmaya ba...

Giriş yapın ve okumaya devam edin