Üç yüz yirmi dört

Güneş henüz şehrin üzerine yeni doğmuştu ki kendimi kumaşlar, mankenler ve özenle ütülenmiş kıyafetlerin asılı olduğu raflarla çevrili, hareketli atölyede buldum. Hava hafifçe parfüm ve taze kahve kokuyordu, ama bunların altında bir de sinirlerin keskinliği vardı—şu an midemde dolaşan ve günün fotoğ...

Giriş yapın ve okumaya devam edin