üç yüz yirmi dokuz

O sabah atölye alışılmadık derecede sessizdi, büyük cam pencerelerden şehrin hafif uğultusu zar zor duyuluyordu. Güneş ışığı odaya yayılmış, havada süzülen toz zerreciklerini minik mücevherler gibi yakalıyordu. Çizim masasında oturmuş, gelecek koleksiyon için tasarımlar çiziyordum; kalemim kağıt üze...

Giriş yapın ve okumaya devam edin