Üç yüz altmış iki

Sabah çok sessiz başlamıştı.

Atölye, taze mürekkep kokuyordu, duvar boyunca dizilmiş kumaş ruloları askerler gibi duruyordu. Çizimlerim uzun meşe masasını kaplamıştı, bazıları hala kurumamış, diğerleri ise Valérie’nin zarif notlarıyla işaretlenmişti. Her zamanki gibi sigarayla gezinip duruyordu, am...

Giriş yapın ve okumaya devam edin