Üç Yüz Doksan Üç

Bahçe, öğleden sonra güneşiyle canlanmıştı, altın ışıklar özenle bakılmış çimenlerin üzerinde yayılıyor, çiçek tarhlarının kenarlarını benekliyordu. Cecilia'nın kahkahası, berrak ve müzikal, dünyamın merkezi haline gelmiş bir sesti. Depoda bulduğu küçük bir kelebek ağıyla çıplak ayak koşuyordu, tama...

Giriş yapın ve okumaya devam edin