dört yüz on üç

Sabah güneşi malikânenin üzerine dökülüyordu, koridorun parlatılmış zeminlerini altınla süslüyordu, ama Cecilia'nın odasından çıktığım anda kemiklerime kadar işleyen soğukluğu hiç ısıtmıyordu.

Yatağı boştu.

Donup kaldım, kalbim bir an durdu, göğsüm sıkıştı. İlk başta, belki banyoya veya mutfağa gi...

Giriş yapın ve okumaya devam edin