Dört Yüz Yirmi İki

Sabah oldukça sakin başlamıştı. Lancaster malikanesinin uzun pencerelerinden süzülen güneş ışığı, zemini altın rengine boyuyordu. Cecilia bahçede kıkırdayarak, yeni biçilmiş çimenlerin üzerinde Pax'ı kovalıyordu. Küçük elleri uzanmış, saçları rüzgarda uçuşuyordu. Ben verandada çayımı yudumlayarak, g...

Giriş yapın ve okumaya devam edin