Kırk altı

Yemek odasına dolan güneş ışığı fazla parlak, fazla rahatsız edici geliyordu. Her zamanki yerimde oturmuş, soğukluğunu çoktan kaybetmiş bir bardak portakal suyunu ellerimle kavramıştım. Karşımda James, telefonunda bir şeyler kaydırıyor, kaşları sürekli giydiği ikinci bir deri gibi yoğun bir ifadeyle...

Giriş yapın ve okumaya devam edin