Seksen Altı

Aslında pek bir şey değildi. Sadece öğle yemeği.

Bunu kendime sürekli tekrarlıyordum, sabahın tümünü harcayarak hazırladığım yemeğin üzerine özenle katlanmış peçeteyi yerleştirirken. Bu büyük bir jest değildi, bir ilan ya da talep değildi. Sadece yemekti—sıcak, özenle yapılmış ve sessiz bir umutla t...

Giriş yapın ve okumaya devam edin